Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasında 1992’de aralarında kadın, erkek, genç, çocuk ve yaşlıların da bulunduğu 613 masum insanın katledilmesinin 30. yılı nedeniyle, Antalya Azerbaycan Kültür ve Dayanışma Derneği ve Türk Ocakları Antalya Şubesi işbirliğinde Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Bumin Kağan Konferans Salonu‘nda “30.Yılında Hocalı Feryadı” konulu anma programı düzenlendi. Program şehitler için saygı duruşunda bulunulmasının ardından İstiklal Marşı ve Azerbaycan Milli Marşı okunması ile başladı. Düzenlenen programda, Hocalı Katliamı’na ilişkin fotoğrafların yer aldığı sergi açıldı. Sergi ve etkinliğe siyasi parti temsilcileri, yerli ve yabancı STK başkanları ve temsilcileri, üniversite hocaları, öğrenciler ve Antalya’da yaşayan Azerbaycanlılar katıldı.
Program Türk Ocakları Antalya Şube Başkanı Abdullah Uysal’ın açılkonuşmasının ardından, Hocalı katliamı ile ilgili video gösterimiyle devam etti. Anma programına Dışişleri Bakanlığı Antalya Temsilcisi Büyükelçi Deha Erpek’in konuşmacı olarak katıldı. Büyükelçi Deha Erpek konuşmasında, 30 yıl önce Hocalı kasabasında meydana gelen katliam ve yaşanan acılar hakkında bilgiler verdi. 26 Şubat 1992’de Ermeni Kuvvetlerince gerçekleştirilen olayda birçok sivil insanın öldürüldüğünden bahseden Erpek, Hocalı Katliamını sadece Azerbaycan Türklerine değil, insanlığa karşı yapılmış bir cinayet olarak nitelendirdi. Bu insanlık dramının üzerinden yıllar geçmesine rağmen hafızalara kazındığını ve kolay kolay silinemeyeceğini ifade etti. Ayrıca Azerbaycan ve Türkiye’nin dostluklarının çok büyük olduğunu ve her zaman birbirini seven ve sahiplenen milletler olacaklarını sözlerine ekledi.
Programın kapanış konuşmasını derneğin Yönetim Kurulu Üyesi Fazıl Orun yaptı.
Hocalı Katliamı
Irak Türkmen Gazeteciler Cemiyeti Dış İlişkiler Sorumlusu Dr. Kürşat Çavuşoğlu
Ermeni güçlerinin, 26 Şubat 1992’de giriş çıkışları engellediği Hocalı kasabasında düzenlediği saldırıda 83’ü çocuk 613 sivil katledilmişti. Saldırıda 487 kişi ağır yaralanmış ve bin 275 kişi rehin alınmıştı. Rehin alınan 150 kişiden bir daha haber alınamamış, cesetleri de bulunamamıştı. Çoğu yakılmış halde bulunan cesetler üzerinde yapılan incelemelerde sivillerden bazılarının gözlerinin oyulduğu, kafalarının kesildiği belirlenmişti. Hamile kadınlar ve çocukların da işkenceye maruz kaldığı ortaya çıkarılmıştı.